12 Mart 2012 Pazartesi

Müstesna'ya

Seninle aynı apartmanda oturuyorduk rüyamda.
birbirine yarenlik eden iki ev kadınıydık.
yalnız yaşıyormuşsun sen.
akşamüstü sana çaya geliyorum, sohbetin koyusundayken sevgilin var mı diyorum
bana sırrını açıyorsun:
her gece geliyor, sabah olmadan gidiyor. kimseye söyleyemem, benden çok genç. ama bilsen nasıl seviyoruz birbirimizi.
öyle mi diyorum, susup bakışıyoruz. aşktan ağlayacaksın neredeyse, gözbebeklerin bin parça.
sonra ben eve geliyorum, bir adam, iki çocuk; biri kız biri oğlan.
üzerimde mavi bir elbise var. çocuklara annelik etmeye çalışıyorum.
ama adam beni huzursuz ediyor. sarılıp öpüyor dudaklarımdan. çocuklar var. kendimi çekip uzaklaşıyorum.
odanın penceresi açıkmış. ne tuhaf, perdenin tülü siyah. rüzgar onu öylece bir içeri bir dışarı sallıyor. öylece.
içimin sıkıntısına bir sigara yakıyorum.
adam bana çocukların yanında içmesene şunu diyor.
pencere açık diyorum yüzüne bakmadan.
ama o üstüme yürüyor.
ben geriledikçe daha çok.
beni aşağı atacak, beni aşağı atıyor, böyle mi düşeceğim? böylece.
rüyanın sonunda sokağı görüyorum.
düştüğüm yerde mavi elbiseli bir bez bebek var.
sen geliyor ve orada buluyorsun onu. bitiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder